Öncelikle kordon bağından alınan kordon kanı hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak gerekir. Biliyoruz ki hepimiz iki hücreden var olduk ve bu iki hücre birleştikten sonra, milyarlarca hücre haline gelerek, vücutlarımız meydana geldi. Aslında düşündüğümüz zaman, iki hücrenin genetik materyaline sahibiz. Hangi hücrenin beyin hücresi, hangi hücrenin kalp ya da hangi hücrenin sinüz hücresi olduğunu bilmiyoruz.

Aslında temel de  kalp ya da diğer hücrelerimize baktığımızda da, diğer hücrelere dönüşebilecek bir genetik materyal vardır. Bu gözle bakıldığı zaman, plesentadan kaynaklanan kan hücrelerinin en fazla multipotent dediğimiz çok fazla değişime sebebiyet verebilecek güce sahip hücreler  olduğunu biliyoruz. Ve bu mantıkla yola çıkarsak, bir hastalık ortaya  çıktığında, kök hücre dediğimiz multipotent hücreleri hastalık bölgesine verirsek, istediğimiz değişimi sağlamamız mümkün. Şuan için kalp hastalıkları ve merkez sinir sistemi hastalıklarının yerine gelebilmesi çok zor. Çünkü bu hücreler kendilerini yenileyemiyorlar. Deri hücrelerimiz kendini yenileyebilmektedir.

Örneğin, kolumuzda bir yara olduğu zaman, 2 hafta sonra baktığımızda, yaranın kapandığını görebiliyoruz. Ama özellikle kalp hücreleri ve merkezi sinir hücreleri kendilerini yenileyemiyor. O yüzden felç olduktan sonra, bunu yerine koyabilmek çok kolay değil ya da kalp krizi oluştuktan sonra o kalbin kendini tam olarak onarması mümkün değil. 

Multipotent hücreleri , kök hücreleri  oraya yerleştirebilirsek belki de sinir hücrelerinin kendini yenilemesini  sağlayabiliriz. Bu nedenler araştırma ve geliştirmelerin en fazla olduğu konulardan bir tanesi kök hücre tedavileridir. Ve bu kök hücrenin en fazla olduğu yer, kordon kanıdır. Sonuçta kordon kanı ‘ndaki hücreleri saklayabilmek, ilerde oluşabilecek hastalıkların tedavisinde çok önemli olabilir. Şuan için sadece bazı kan kanserlerinde etkilidir.

Kordon Kanı Saklanmalı Mı?

Doğan bebeğin kendisi, kardeşleri veya bazı merkezi sinir sinir sistemi hastalıkları için şuan için kullanılmaktadır. Bu yüzden kordon kanı saklamak önemlidir.  Ancak sorun, ücretlendirilmesi. Belli bankalar bu kordon kanını saklayabilmektedir. Önerilen aslında devlet bankalarının da saklayabilmesi fakat şuan böyle imkan mevcut  değil. Dolasıyla bu imkana maddi olarak sahip olan kişilerin, çiftlerin kordon kanı saklamalarını önerebiliyoruz. Ancak ekonomik olarak da saklatma imkanı olmayan çiftlerin de bu konuya üzülmemesi gerekir. Kordon kanı saklama oranı hala daha olması gereken miktardan düşüktür.

Önceki İçerikGestasyonel Diyabet (Gebelik Diyabeti)
Sonraki İçerikHamilelikte Baba Rolü ve Desteği
Op.Dr. Selçuk Somer 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş ve aynı yıl Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde uzmanlık görevine başlamıştır. 1993 ve 1995 yılları arasında Almanya Batı Berlin Üniversitesi ve Münster Üniversitesinde Perinatoloji bölümünde çalışmıştır. Sonrasında Süleymaniye Doğum Evi, Taksim Hastanesi ve Amerikan Hastanesinde çalışmıştır. Ayrıca Avrupa Hastanesi, Duygu Hastanesi ve Reyap Hastanelerinde 5 yıl süre ile ileri düzey ayrıntılı gebelik USG konusunda çalışmıştır.