Hamilelikte demir minerali eksik olan bireyde anemi dediğimiz kansızlık görülür. Hamilelikte demirin yetersiz alınması kansızlık, yorgunluk, iştahsızlık ve baş dönmesine neden olabilir.  Demirden az beslenen annelerin depoları az olacağından bebekte de bu vitaminin azlığı oluşur ya düşük doğum ağırlığıyla meydana gelir ya da bebek prematüre doğabilir. Normal bir kadının günlük alması gereken demir miktarı 18mg iken hamile bir annenin günlük ihtiyacı 27 mg’dır. Gebelik döneminde ihtiyacın artmasının nedeni hem bebek hem de plasenta da artan kan hacmidir. Demir, hücrelere oksijen taşınmasında görev alan hemoglobinin yapısında bulunur ve hamilelik döneminde kan yapımına destek olur.

Hamilelikte demir için demirden zengin yiyecekleri tüketmek demir eksikliğinin önüne geçebilir. Bu besinler kırmızı et, tavuk, hindi gibi kümes hayvanları, sakatatlar, yumurta, kuru baklagiller, kuru üzüm, kuru incir gibi kuru meyveler, pekmez, fındık  gibi besinlerde bulunmaktadır (Gebbe Market üzerinden temin edebilirsiniz). Ayrıca demirin emilimini azaltan süt ve süt ürünleri gibi kalsiyumdan yüksek besinler ile birlikte tüketilmemesi gerekir. Yemeklerle birlikte çay içilmemelidir. Gebelikte demirin emilimini arttırmak için biber, limon, portakal, maydanoz gibi koyu yeşil yapraklılar, kivi, nar gibi meyve sebzelerde bulunan C vitamininden zengin besinlerle tüketilmelidir. 

B12 vitamini, kemik iliğinde kan hücresi yapımı, bağışıklı ve enerji metabolizmasında rol oynar. Eksikliğinde sinir sistemi bozukluğu, anemi, doğumsal anormalilikler görülür. Sadece hayvansal kaynaklarda bulunduğu için yetersiz veya vejeteryan beslenen annelerin ek olarak takviye alması gerekir. Günlük beslenmede protein, A vitamini ve folik asitin yeterli alınmaması B12 vitamininin bağırsaklardan emiliminde olumsuz rol oynar. Bu vitaminlerin de gereksinimi kadar tüketilmesi gerekir. Et, süt ve ürünleri, yumurta ve balık en zengin kaynaklardır.

Ek Bilgi:

Kan ve kan hücrelerinden bahsettik dolayısıyla bilmeyenler için önemini kısaca söylemek isterim. Kan vücudumuzdaki organların birbiriyle alış verişini sağlayarak organların çalışabilmesi ve devamlılığını sürdürebilmesi için organları beslemektedir. Kan’ın %50-%60’ı sıvı ve diğer kısmı da kan hücrelerinden oluşur. Kan hücreleri kan’ın en küçük birimidir ve kendi içinde farklı görevlerde hücreler barındırır.

Önceki İçerikPreeklampsi (Gebelik Zehirlenmesi)
Sonraki İçerikHamilelikte Beslenme
Diyetisyen Damla Arslan 2014 yılında Hacettepe Üniversitesinden "Beslenme ve Diyetetik" bölümünden mezun olmuştur. Aynı yıl Vogue Life Club'da beslenme danışmanlığı yapmıştır. Sonrasında BOBgym Nişantaşında Diyetisyen olarak çalışmış ve sonrasında Neurofeed Dikkat ve Psikiyatri Merkezinde görev almıştır. 2 yıl HSBC Genel Müdürlüğünde Diyetisyen olarak çalıştıktan sonra kendi danışmanlık merkezinde hizmet vermektedir.